Executive Summary - Pazarlama - 6
Google'a karşı atılacak adımlar, Meta'nın AR vizyonu ve oyun dünyasındaki pazarlama fırsatları. Sektördeki dönüşümlere göz atın!
Markaların stratejileri her an değişiyor. Değişen stratejileri özetlediğimiz bültende;
Google'ın pazar hakimiyetine karşı yeni önlemler
Meta'nın geleceği şekillendiren AR vizyonu
Perplexity'nin arama motoru pazarındaki yükselişi
Markaların yeşil medya stratejileri
Oyun dünyasının pazarlama gücü
MrBeast'in Hollywood'a meydan okuması
ve çok daha fazlası sizi bekliyor.
Keyifli okumalar!
Kaldığımız Yerden
Bültene başladığımız günden beri Google’a açılan davaları yazdım ve anlaşılan o ki yazmaya da devam edeceğim. Son haftanın gündemi, ABD Adalet Bakanlığının (DOJ) Google'ın arama motoru pazarı üzerindeki tekelini kırmayı amaçladığı önlem paketi. Peki bu önlemler neler?
Önlemler arasında rakip arama motorlarının pazarda daha fazla görünürlük kazanmasını sağlamak için Google’ın telefon üreticileri ve tarayıcı şirketlerle yaptığı varsayılan veya önceden yüklenen arama motoru olmasını sınırlamak var. Ayrıca, Google'ın kullanıcı verilerini, arama indekslerini ve yapay zekâ modellerini rakipleriyle paylaşması zorunlu kılınacak. Böylece pazara girecek olan diğer şirketler için engellerin azaltılması hedefleniyor. Google'ın kendi ürünleri üzerinden hizmetlerini tanıtma yöntemleri kısıtlanacak ve reklam pazarında daha fazla rekabet sağlanması adına önlemler alınacak. Bu önlemler Google'ın pazar üstünlüğünü etkileyebilir mi belirsiz. Ancak amaç adil bir rekabet ortamı yaratmak. Kesin olan şu ki, tüketiciler ve rakipler için daha fazla seçenek olacak.
Bir önceki bültende Meta’nın Orion adlı yeni AR gözlükleri tanıttığını yazmıştım. Meta, Orion'u karmaşık ve maliyetli üretim süreçleri nedeniyle şu an tüketici pazarına sunmuyor. Ancak şirket, gelecekte daha erişilebilir ve gelişmiş bir versiyonunu piyasaya sürmeyi hedefliyor. Böylece Meta, artırılmış gerçeklik alanında liderlik olmak istiyor.
Fakat Orion'un en büyük engeli 10.000 dolarlık maliyeti. Gözlüğün silikon karbürden üretilen ve üretimi son derece zor ve pahalı olan lensleri, maliyetin ana sebebi. Meta, başlangıçta maliyetlerin düşeceğini öngörmüştü; ancak bu gerçekleşmedi. Düşük üretim, verimliliği ve yüksek maliyetler, ürünün geniş kitlelere sunulmasını şu an için imkânsız kılıyor. Pazarlama bülteninin ilk sayısında da belirttiğim gibi AR ve VR gözlüklerin şu an için pazarda yer edinmelerinin önündeki en büyük engellerden birisi maliyet bir diğeri ise kullanıcı deneyimi. Orion’un kullanıcı deneyimi açısından yarattığı fark tatmin edici olsa da bu maliyetler ile sadece bir hayal ürünü.
Yapay zekâ destekli arama motoru Perplexity’nin Google’a rakip olma yolunda adımlar attığından ve kendi reklam platformunu başlatma planlarından bahsetmiştim. Yeni haber ise Perplexity’in Forbes, The New York Times ve The Guardian gibi yayıncılara trafik yönlendirmesine başlaması. Perplexity, bu yönlendirme trafiğini sağlayarak yayıncıların reklam gelirlerini artırabilir ve yeni okuyucular kazanmasını sağlayabilir. Ama unutmamak lazım ki, Perplexity’in sağladığı trafik hala Google’ın oldukça gerisinde. Perplexity'nin yaptığı bu anlaşmalar olumlu, ama gidilecek daha çok yol var.
Bu bölümün son konusu ise; sürdürülebilirlik. Bu konuyu üç ve dördüncü bültende ele almıştım. Markaların çeşitli bahanelerle uygulama noktasında pasif kaldığını da belirtmiştim. ANA’nın (Association of National Advertisers) raporuna göre markalar medya planlamalarına sürdürülebilirlik ilkelerini dahil ederek karbon ayak izlerini azaltabiliyorlar. Peki markalar bunu nasıl yapıyorlar?
Markalar öncelikle, yeşil medya ürünlerini ve düşük emisyonlu siteleri otomatik seçen platformları kullanıyorlar. Bunun yanı sıra, çevre dostu medya kanallarını hedefleyen tercih listeleri oluşturuyor; yüksek emisyonlu ve düşük kaliteli siteleri ise hariç tutma listeleriyle kampanyalardan çıkarıyorlar. Bu yöntemle markalar enerji tüketimini azaltırken aynı zamanda kaynaklarını daha etkin kullanabiliyorlar. Bu bütçe verimliliği, markaların sürdürülebilir uygulamalara yönelmesini teşvik edebilir.
Kısa Kısa
Markalar, gençlere ulaşabilmek için oyun dünyasını da bir fırsat olarak görüyor. Intersport’un EA Sports FC 25 ile yaptığı ortaklık da bu yaklaşımın güzel örneklerinden birisi. Oyun içi reklamlar, markaların X ve Z kuşağı ile etkileşime geçmesi için güçlü bir araç. Gençlerin büyük çoğunluğunun aktif oyuncu olması, oyun içi reklamların etkisini artırıyor. Intersport’un bu kitleyle kurmak istediği bağ ise oyunlardan aldıkları ilhamla fiziksel spor aktivitelerine yönelen tüketicilere ulaşmak.
Markalar, genç nesillere ulaşmak için çeşitli stratejiler geliştirirken, bazı liderler de kişisel imajlarıyla dikkat çekiyor. Dikkat çeken isim Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg. Klasik CEO çizgisinin dışına çıkan kıyafetleri ve imajı ile markanın vizyonu arasında bir bağlantı var. Yapılan yorumlara göre Zuckerberg’in tarzı, Meta'nın kendini daha açık, erişilebilir ve geleceğe dönük bir marka olarak konumlandırma stratejisiyle uyumlu. Ayrıca Zuckerberg, Antik Roma’dan ilham alan sloganlar içeren tişörtleri ve yeni tarzıyla, rekabet etme ve zafer için her şeyi yapma mesajı veriyor. Tüketici algısını şekillendirmek için yapıldığı düşünülen bu imaj değişikliği, markanın algı yönetimi taktiklerinden biri olarak değerlendirilebilir. CEO imajı marka başarısını etkilese de gerçek başarı için ürün kalitesi, müşteri deneyimi ve şirket değerleri gibi temel unsurlar daha önemli.
Bir başka konu ise ünlü YouTuber MrBeast’in Amazon Prime Video'da 5 milyon dolarlık ödüllü "Beast Games" adlı bir yarışma programı başlatması. Asıl dikkat çekici olan, bu yarışmanın büyük ses getirmesi ve yapımın Hollywood standartlarında olması. MrBeast gibi YouTuber'ların artık geleneksel Hollywood yapımlarıyla rahatlıkla rekabet edebilmesi, dijital içerik üreticilerinin eğlence sektöründeki artan etkisini gösteriyor. Bu durum reklam verenlerin de televizyon bütçelerini sosyal medyaya kaydırmasına sebep oluyor. YouTube gibi platformlar, yüksek prodüksiyon kalitesi ve profesyonelleşen içerikleriyle televizyonların önüne geçmiş durumda. YouTube’un reklam gelirleri hızla artarken Hollywood da bu rekabete mobil pazara yönelerek karşılık veriyor. Sosyal medyanın profesyonelleşmesi ve izleyici taleplerine uyum sağlamasıyla, içerik üreticileri, izleyiciler ve reklam verenler için cazip hale geliyor.
Spotify, reklam konusunda son altı çeyrektir çift haneli büyüme yakaladı. WARC'nin yaptığı araştırmaya göre, Spotify'ın küresel reklam gelirinin 2024'te 2,1 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu büyümeye, reklam gelirlerinin önümüzdeki yıllarda da artmaya devam edeceğini gösteriyor. Spotify'ın reklam gelirlerindeki artış, markaların sesli platformlara yönelik artan ilgisini de göstermesi açısından önemli bir veri.
Google Lens, 20 milyar görsel aramayı işleyen ve kullanıcıların arama yapma biçimini değiştiren güçlü bir araç. Google Lens, son güncelleme ile video ve ses komutları ile çalışan çok modlu arama özelliği sunmaya başladı. Bu durum markaların tüketicilere ulaşma ve alışveriş deneyimlerini dönüştürme açısından önemli. Google Lens, arama deneyimini sadece bir bilgi kaynağı olmaktan çıkarıp, interaktif bir alışveriş asistanına dönüştürüyor.
IRCODE'un tanıttığı yeni görüntü tarama platformu, QR kodlarını ortadan kaldırarak kullanıcıların video ve TV reklamlarını tarayıp doğrudan istedikleri ürünlere ulaşmasını sağlıyor. Kullanıcılar sadece bir görüntü veya video tarayarak ilgili ürünlere erişip anında alışveriş yapabiliyorlar. Bu çözüm, yayıncıların uygulamalarına entegre edilebiliyor ve marka yerleştirmelerinde ürünlere kolayca ulaşılması anlamına geliyor. Markalar açısından en önemli özelliği ise reklam etkileşimi gerçek zamanlı olarak ölçmesi. Markaların hedef kitlesi ile doğrudan etkileşim kurmasını sağlayan bu yenilik pasif izleme alışkanlığını aktif bir alışveriş deneyimine dönüştürüyor.
Güzel İşler
Levi’s'in yeni Beyonce’lu "Reimagine" kampanyası, markanın ikonik reklamlarını ünlü şarkıcının tarzıyla yeniden yorumluyor. Kampanya başladıktan sonra 48 saatte 5 milyon dolarlık bir medya görünürlüğü yaratması ise oldukça ses getirdi. Beyonce'nin "Levi's Jeans" parçasıyla başlayan iş birliği mağazalara ilgiyi arttırmış ve satışları olumlu etkilemişe benziyor.
İsviçreli bir girişim olan HUID, çok ilginç ama soğan kabuklarından elde edilen selülozla çevre dostu ambalajlar geliştiriyor ve plastik atık miktarını azaltmayı hedefliyor. CEO Renuka Ramanujam, plastik torbalara ve karton ambalajlara alternatif bir ürün sunacaklarını ifade ediyor ve gelecek yıl tamamen soğan kabuğundan yapılmış ilk ürünü piyasaya sürmeyi planlıyor.
Bu bültende markaların değişen stratejilerini, sektördeki önemli gelişmeleri ve dikkat çeken girişimleri ele aldım. Pazarlamadaki gelişmeleri takip etmeye ve aktarmaya devam edeceğim.
Gelecek bültende yeniden görüşmek üzere!