Yapay zeka yükselirken, markanızın değerleri ve kimliği, hedef kitlesi ile kurduğu bağ YZ kullanımı için uygun değilse sırf trend diye YZ kullanmak zorunda olmadığınızı “Markalar için Yapay Zeka” yazımda bahsetmiştim. Coldplay konserleri olmasa viral içerik kıtlığı yaşadığımız, trambolinde zıplayan tavşan videosunu kimsenin YZ ürünü olduğunu anlamadığı bir yaz geçiriyoruz.
"Beyin çürümesi yazı" olarak adlandırılan bu dönemde, tek bir büyük trendin ortaya çıkmaması ile markalar hala daha insani ve kalıcı bağlantılar kurmanın yollarını arıyor. Nostaljik, duyusal ve yavaş pazarlama yöntemlerinin yeniden popülerlik kazanmasına şahit oluyoruz.
Nostaljinin Gücü:
2025 yazının öne çıkan pazarlama stratejilerinden biri, tüketicilerin geçmişe duyduğu özlemi hedef alıyor. McDonald's, 12 Ağustos'ta yeni bir Happy Meal ile McDonaldland karakterlerini geri getireceğini açıkladı. Yetişkin tüketicilerin “içindeki çocuğa” odaklanan yeni “Kidulting” akımından Labubu’ların neden bu kadar popüler olduğunu incelediğimiz yazıda bahsetmiştim. Çocukluk anılarını canlandırmanın yanında, her öğünde altı farklı McDonaldland karakteri temalı koleksiyonluk teneke kutudan biri olması, bu kutuların kartpostallar, çıkartmalar ve karakterden ilham alan diğer öğeleri de içermesi bu menülere koleksiyon değeri de katıyor. McDonald's, bu kampanya ile hem satışları artırmayı hem de tüketicinin markayla olan bağarını güçlendirmeyi hedefliyor.
Duyusal Pazarlama:
Dijital dünya ile beş duyu kavramından yavaş yavaş soyutlansak da, fiziksel ve duyusal deneyimler sunan pazarlama kampanyaları öne çıkmaya devam ediyor. Selena Gomez'in kozmetik markası Rare Beauty, Manhattan'a yerleştirdiği üç adet kokulu billboard ile bu yaklaşımın çarpıcı bir örneğini sergiledi. Üzerindeki parfum şişesi kazındığında Rare Eau de Parfum'ü koklayabileceğiniz billboardlar duyusal bağ kurmanın çarpıcı bir örneği. Bu, pek çok kişiye çocukluklarındaki "kokulu kalemleri" veya dergilerdeki parfüm numunelerini (eskiden Avon da yapardı kataloglarında) hatırlattığı için yine McDonalds örneğinde olduğu gibi nostaljik bir bağ da yaratmış.
Billboardlardaki QR kodunu tarayarak ücretsiz bir numune sipariş etme imkanınız olması fiziksel deneyimi dijital bir deneyimle bütünleştirmiş. Billboardları kaç kişinin kokladığı verisi elimizde olmasa da parfümün duyurusu Instagram'da altı milyondan fazla görüntüleme alarak markanın en iyi performans gösteren gönderilerinden biri oldu.
Yavaş Pazarlama:
Hızlı ürün döngüleri, sürekli gönderi paylaşarak algoritmayı mutlu edecek içerik üretmek trend gibi gözükürken, Merit Beauty markası farklı bir yol izliyor. Marka "hype" peşinde koşmuyor ve sadece pazarlama momentumu yaratmak için sürekli lansman yapmaya ihtiyaç duymuyor.
Merit'in stratejisi, marka kimliğini ön planda tutmanın güzel bir örneği. Görünürlük yerine "duygusal hatırlanabilirliğe" odaklanmaları hedef kitlelerini çok iyi tanıdıklarını gösteriyor. Markanın pazarlama müdürü ekibini çevrimdışı ilham kaynaklarından (müzeler, eski dergiler) yararlanmaya teşvik ettiğini söylemiş.
Şaşırtıcı bir şekilde, basılı reklamlar ve kokulu şeritler içeren dergi reklamları Merit için de başarılı olmuş. Morin, "Kimsenin gerçekten bakmadığı kanalları ölçeklendirmede çok başarılı olduk" darken, doğru hedef kitlede herkesin odaklanmadığı alanlarda nasıl bir potansiyel yattığını gözler önüne seriyor.
Özetle, 2025 yazında, YZ’nin yükselişine rağmen, markalar daha otantik, duygusal ve fiziksel deneyimlere odaklanarak tüketicilerle derin bağlar kurmayı hala hedefliyor ve başarılı da oluyor. Her zaman pazarlama stratejilerinin tek bir kalıptan çıkmaması gerektiğini düşünen biriydim. Trend olan her şeyin her markaya uymayacağı da aşikar. Tüketici ile kurulan bağın gerçek olması için kalıcı bir bağ olması gerekiyor. Geçici dijital bağlantılar yerine, bu gerçek insani bağları yaratan pazarlama çalışmalarının daha uzun bir süre gündemden düşmeyeceğine eminim.



