Atlas Omuzlarında Dünyayı Değil, Yarım Kalmış Bir Tarayıcıyı Taşıyor
Sam Altman'a Chrome Klonu Yapmaması İçin Samimi Bir Çağrı
Yapay zekânın tarayıcılara girmesi, yani “Agentic Browser” devrimi, teknoloji dünyasının en sıcak gündem maddelerinden biri. Evet, bu tarayıcılar kaçınılmaz bir ihtiyaç. Bilgi bombardımanında boğulurken, zaman kazanmak ve verimliliği artırmak için tekrar eden işleri otomatikleştirecek akıllı araçlara ihtiyacımız var. Ancak asıl mesele şu: OpenAI’ın bu yeni tarayıcı savaşlarına ChatGPT Atlas ile girmesi ne kadar mantıklı? Benim de katıldığım genel kanı, yapay zekâlı tarayıcılar gerekli ancak OpenAI’ın bu işe bulaşmaması gerektiği yönünde.
Atlas’ın Erken Lansman Yanılgısı
OpenAI’ın ChatGPT ile yapay zekâ alanında ulaştığı zirve tartışılmaz olsa da tarayıcı işine el atması, sanki elindeki muazzam dil modelini kullanarak biraz da zorlama bir ürün çıkarmaya çalışması gibi duruyor. Deneyimlerime göre Atlas’ın lansmanı biraz erken yapılmış bir ürün izlenimi verdi.
Microsoft Windows işletim sistemli bilgisayarlarda henüz kullanılabilir olmayan Atlas’ı Mac’ime kurduğumda, ilk görevlerde bile tökezlemesi düşündürücü oldu. “Okunmuş maillerle okunmamış mailleri ayırt edemeyen bir yapay zekâ bana ne kadar yardımcı olabilir?” diye sorgulamama yol açtı. Aslında Microsoft Edge tarayıcısında Copilot eklentisiyle zaten uzun süredir kullanılan özetleme gibi özellikleri Atlas’ın yeniymiş gibi öne çıkarması da cabasıydı.
Atlas, Chromium tabanlı olduğu için Chrome kullanıcılarına görsel olarak çok tanıdık geliyor. Bu tanıdıklık bir yandan adaptasyonu kolaylaştırırken, diğer yandan “Neden Chrome’dan geçiş yapayım?” sorusunu akıllara getiriyor. OpenAI’ın buradaki stratejisi net: Google’ın arama verisi toplama ve ekosisteme bağlama mantığını kopyalayarak pazar payını ele geçirmek. Ancak her şeyi yapan ama yarım yapan ve temel işlevlerde bile aksayan bir tarayıcı bu amacı gerçekleştirmede zorlanacaktır.
Piyasada Kimler Var?
Yapay zekâ tarayıcıları pazarında rekabet kızışırken Atlas’a ciddi fark atan ve daha spesifik çözümler sunan oyuncular mevcut:
Perplexity Comet: Bu tarayıcı kişisel asistanınız ve düşünce ortağınız olarak konumlanıyor. Araştırma konusunda piyasanın en iyilerinden biri kabul ediliyor çünkü cevaplarının kaynaklarını her zaman gösterip doğruluğu teyit etmeyi kolaylaştırıyor. Ayrıca reklam engelleme özelliği de kullanıcılar tarafından beğeniliyor.
Dia (The Browser Company): Chromium tabanlı olan Dia, arka planda ChatGPT 5 kullanıyor. Öne çıkan özelliği ise kişiselleştirme ve hafıza (Memory) yeteneği. Hafıza özelliği sayesinde Dia sitelerinizden, sohbetlerinizden ve tercihlerinizden öğreniyor; ancak bu aktiviteler özetlenip sunuculara gönderilse bile verilerin cihazınızda tutulması, gizlilik endişesi olanlar için bir nebze rahatlatıcı.
Microsoft Edge (Copilot Modu): OpenAI’ın en büyük yatırımcısı olan Microsoft, Atlas’tan sadece iki gün sonra geliştirilmiş Copilot Modu’nu tanıttı. Bu iki ürünün görsel olarak inanılmaz derecede benzer olması da dikkat çekici. Edge’deki Copilot, “Eylemler” (Actions) ile form doldurma veya otel rezervasyonu gibi görevleri üstleniyor ve açık sekmeler arasındaki bağlantıları izleyen “Yolculuklar” (Journeys) özelliği sunuyor. Bu durum, OpenAI’ın bu işi ana yatırımcısına bırakması gerektiği düşüncemi güçlendiriyor.
BrowserOS: Gizliliğe öncelik veren kullanıcılar için açık kaynaklı ve yine Chromium tabanlı bir alternatif. En önemli avantajı, sorguların ve verilerin üçüncü tarafça görülmemesi için yerel (on-device) agentlar kullanması. Web sitelerinden veri çekmek veya farklı satıcılardaki ürün fiyatlarını karşılaştırmak gibi görevleri otomatikleştirebiliyor.
Neden OpenAI Geri Durmalı?
Yapay zekâ tarayıcıları internet kullanımını yeniden tanımlama potansiyeline sahip. Ancak bu alandaki riskler de büyük. Özellikle yapay zekâ agentlarına verilerinizi çalmaya veya istemediğiniz eylemleri yapmaya zorlayabilen “Prompt Injection” saldırıları, güvenlik açısından ciddi bir kabus senaryosu sunuyor. Güvenlik uzmanları bu ürünlere güvenmek için çok daha derinlemesine kontrole ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Bu konu o kadar önemli ki OpenAI’da lansman da bu konuda açıklama yapmak zorunda kaldı.
“Ayrıca, istem enjeksiyonu türündeki saldırıları daha etkili bir şekilde tespit edip engellemek için savunmalarımızı güçlendirdik. E-posta, sosyal medya platformları ve üretkenlik araçları gibi gerçekçi senaryolar genelinde testlerimizin kapsamını genişlettik. Lansman öncesinde binlerce saatlik odaklı kırmızı takım testleri gerçekleştirdik. Bu önlemler tüm riskleri ortadan kaldırmamaktadır. Kullanıcıların dikkatli olması ve ChatGPT ajanının faaliyetlerini takip etmesi gerekmektedir. “ https://openai.com/tr-TR/index/introducing-chatgpt-atlas/
OpenAI’ın her alanda olma çabası, şirketin kaynaklarını dağıtmasına ve uzmanlaşmasına engel oluyor. Anthropic gibi rakipler sadece temel dil modellerine odaklanarak kodlama tarafında bile OpenAI modellerine ciddi fark atmış durumda. Bu, doğru bir stratejik konumlanma: Her şeye bulaşmamak.
Ey Sam Altman, Beni Dinle
Sayın OpenAI yöneticileri ve elbette Sam Altman, lütfen bu yarım kalmış Türk işi tarayıcı macerasından vazgeçin. Elinizde devrimsel dil modelleri var; bırakın tarayıcı işini Google ve en büyük yatırımcınız Microsoft yapsın. Çünkü herkes internetin geleceğine ihtiyaç duyduğunu biliyor ama kimsenin kullandığı mailin okunmuş olup olmadığını ayırt edemeyen bir asistana ihtiyacı yok. YZ tarayıcı savaşları geri döndü ancak OpenAI bu savaşa, sadece yeniden boyanmış bir Chrome klonuyla girmiş gibi görünüyor. Uzmanlaşmanın çağı geldi: Lütfen kaynaklarınızı daha niş ve derin çözümlere yönlendirin. Aksi takdirde Atlas, sadece “teknoloji tarihinde bir zamanlar yapılmış yetersiz bir uygulama” olarak tozlu raflarda kalmaya mahkum olacak.
Bu arada bu konuda geçtiğimiz hafta Burak Su ile bir video çekmiştik. İzlemek isterseniz sizi şuraya alalım.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.


