Yarım yüzyıldan fazla süredir küresel çip endüstrisine yön veren Intel, son yıllarda hem operasyonel zorluklar, hem yönetimsel problemler hem de yoğunlaşan rekabetle mücadele ediyor. Ancak 2025 yılı, ABD Hükümeti ve en büyük rakiplerinden Nvidia'nın yaptığı kritik yatırımlarla şirketin kaderini değiştirecek bir dönüm noktası oldu. Bu tarihi ortaklıklar, sadece Intel'in mali durumunu düzeltmeyi değil, aynı zamanda ABD'nin ulusal teknoloji güvenliğini de sağlama amacını taşıyor.
Intel'in Yükselişi ve Düşüşü
Intel, 18 Temmuz 1968'de Santa Clara, Kaliforniya'da, yarı iletkenlerin öncüleri kabul edilen Gordon Moore ve Robert Noyce'ın da içinde olduğu bir grup mühendis tarafından kuruldu. Şirket, başlangıçta bellek çipleri üreterek işe başladı ve 1981 yılına kadar işinin çoğunluğunu bu ürünler oluşturdu. Intel, dünyanın ilk ticari mikroişlemcisi olan Intel 4004'ü 1971'de piyasaya sürmüş olsa da mikroişlemcilerin şirketin birincil iş kolu haline gelmesi 1990'ların başını buldu.
1990'larda Microsoft Windows ve Intel arasındaki "Wintel" ortaklığı, kişisel bilgisayar (PC) pazarının şekillenmesinde belirleyici rol oynadı. Bu dönemde Intel, PC mikroişlemcileri alanında %90 pazar payına ulaşarak baskın bir tedarikçi oldu. Ancak 2000'li yıllardan itibaren, özellikle 2010'ların sonlarında, AMD'den gelen artan rekabetle karşılaştı ve hakimiyeti kaybetmeye başladı.
Şirketin son dönemdeki zorlukları arasında 14 nm'den 10 nm üretime geçişte yaşanan üretim sorunları ve yavaşlayan işlemci geliştirme süreçleri yer alıyor. Intel, 2016 yılında akıllı telefon pazarına girmeye yönelik önemli çabalarına rağmen başarısız oldu ve bu pazardan tamamen çekildi. Mali açıdan gün geçtikçe kan kaybeden Intel, 2024 yılının üçüncü çeyreğinde 16 milyar dolar zarar açıkladı. 2025 yılı sonuna kadar iş gücünün yaklaşık %15'ini (yaklaşık 24.000 çalışan) işten çıkarma ve Avrupa'daki planlanan mega tesis yatırımlarını iptal etme planları dahil olmak üzere büyük bir yeniden yapılanmaya girdi.
Nvidia'nın Yükselişi: Yapay Zekânın İkonu
Nvidia ise 5 Nisan 1993'te Sunnyvale, Kaliforniya'da Jensen Huang, Chris Malachowsky ve Curtis Priem tarafından kuruldu. Kurucuların temel amacı video oyunları için grafik çipleri üretmekti. Şirketin ilk grafik hızlandırıcısı olan NV1, teknik kararlar nedeniyle piyasada tutunamayınca mali açıdan zor duruma düştü; ancak Sega'dan gelen 5 milyon dolarlık yatırım şirketin hayatta kalmasını sağladı. Nvidia'nın atılımı, RIVA 128 (1997) ve özellikle 1999'da piyasaya sürülen ve açıkça GPU (Graphics Processing Unit) olarak pazarlanan ilk ürün olan GeForce 256 ile geldi.
Aslında Nvidia'nın bugünkü ezici başarısının temeli, 2000'li yılların başında CUDA adlı yazılım platformunu ve API'ı geliştirmesine dayanmaktadır desek yanlış olmaz. Bunlarla birlikte GPU'ların yapay zekâ ve blockchain gibi yüksek performanslı hesaplama için kullanılması sağlandı. Bu sayede Nvidia, 2025 itibârıyla GPU pazarının %80'inden fazlasını kontrol eder hale geldi. Şirket, 2025 yılında 4 trilyon dolarlık piyasa değerini aşan ilk şirket oldu ve "Büyük Yedi" (Magnificent Seven) teknoloji grubunun bir parçası oldu.
Intel'in aksine Nvidia "fabless" (fabrikasız) bir üretim modelini benimsiyor ve çip üretimi için büyük ölçüde Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) gibi harici dökümhanelere güveniyor.
Büyük Yedi'nin diğer üyeleri: Alphabet, Amazon, Apple, Meta, Microsoft ve Tesla.
ABD'nin Intel Hissesi Satın Alımı
Ağustos 2025'te ABD Hükümeti, Intel'in hisselerinin %9,9'una denk gelen 433,3 milyon hisseyi hisse başına 20,47 dolardan satın alarak tarihi bir adım attı. Bu yatırım, Intel'e önceden tahsis edilen CHIPS Yasası hibelerinden (5,7 milyar dolar) ve Secure Enclave programından (3,2 milyar dolar) olmak üzere toplam 8,9 milyar dolar ile finanse edildi.
ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve Başkan Trump, bu anlaşmanın ABD çip üretimini artırma ve ülkenin denizaşırı çip üreticilerine olan bağımlılığını azaltma stratejisinin bir parçası olduğunu belirtti. Çünkü Intel, "ulusal güvenlik için temel" ve "hayati bir altyapı parçası" olarak görülmekte, özellikle de ülke içindeki fabrikaları.
Ayrıca anlaşma kontrol hakkı veya yönetim kurulu temsilciliği olmaksızın pasif bir sahiplik olarak yapılandırılmış olsa da analistler, devletin artık ortak olması nedeniyle Intel'in istikrarlı kalacağına dair garanti olarak yorumladı.
Bu arada bu satınalma, Başkan Trump'ın CEO Lip-Bu Tan'ın Çin bağlantıları nedeniyle istifasını talep etmesinden kısa bir süre sonra gerçekleşti; ancak Trump, Tan ile Beyaz Saray'da görüştükten sonra tavrını yumuşattı. Bu görüşmede neler konuşulduğunu şu an için bilmiyoruz.
Nvidia'nın Stratejik Yatırımı
ABD Hükümeti'nin yatırımından sadece haftalar sonra Nvidia, Eylül 2025'te Intel'e 5 milyar dolarlık bir yatırım yapacağını ve ürün işbirliğine gideceğini duyurdu. Bu haberin ardından Intel hisseleri %30'dan fazla değer kazandı. Bu, 1987'den bu yana en büyük günlük artış olarak tarihe geçti.
Bu anlaşma ile iki ABD'li çip üreticisi ortaklaşa veri merkezi ve PC işlemcileri geliştirecekler. Intel'in PC pazarında lider olan çiplerini ve x86 ekosistemini, Nvidia'nın NVLink teknolojisi kullanılarak yapay zekâ ve hızlandırılmış hesaplama yetenekleri ile güçlendirecek. Ayrıca Intel, Nvidia'nın yapay zekâ altyapı platformları için özel çipler üretecek ve PC ürünlerine Nvidia teknolojisini entegre edecek.
Intel Kurtuldu mu?
Bu anlaşma, mobil ve yapay zekâ patlamalarını kaçırdıktan sonra zor durumda kalan Intel için bir "can simidi" diyebiliriz. Intel CEO'su Lip-Bu Tan bile şirketin en büyük önceliğinin bilançoyu güçlendirmek olduğunu söylüyor. Intel'in ABD Hükümeti ve Nvidia'dan aldığı bu büyük destek şirketin finansal dengesini sağlamlaştırabilir. Ancak taşıma suyla değirmen dönmez. Intel'in içerde bu finansmanı destekleyecek adımlar atması gerekiyor.
Eğer Intel kendi içinde de dönüşümü tamamlayabilirse jeopolitik kaygılar ve yapay zekâ pazarının hızla büyümesi ile birlikte ABD'nin yerel çip üretim yeteneklerinin temel taşı olabilir. Diğer türlü şirketin sonu anlamına geliyor.
Pek bilinmez ama Apple da 90'ların sonlarında finansal açıdan kötü durumdaydı. İşte o yıllarda Apple'ın en büyük rakibi Microsoft, 150 milyon dolarlık Apple hissesi alarak şirkete destekte bulundu. Sonuç olarak Apple kurtuldu, hatta finansal olarak Microsoft'dan daha değerli bir şirket oldu. Intel'in de aynı duruma gelip gelemeyeceğini hep birlikte göreceğiz.
Bu arada Microsoft, 3 yıl sonra Apple hisselerini borsada sattı. Peki 150 milyon dolarlık hisseleri satmamış olsaydı bugünkü değeri ne olurdu dersiniz? Yaklaşık olarak 62,2 milyar dolar. Evet, güzel para.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.


