Executive Summary - Startup & İnovasyon - 2
Perplexity'nin dev yatırımı, Trump'ın başkanlığının StartUp'lara etkisi, Flyhomes'un NeighborVote aracı ve daha fazlası bu sayıda!
Executive Summary - StartUp bülteninin ikinci sayısından herkese merhaba! Sizler için yine gündemdeki StartUp haberlerini ve gelişmeleri derledim ve yorumladım. Keyifli okumalar!
Perplexity, Yeni Yatırım Turunda 9 Milyar Dolar Değerlemeye Ulaştı!
Yapay zekâ arama şirketi Perplexity, yeni bir yatırım turunda 9 milyar dolar değerlemeye ulaşarak değerini üç katına çıkarmaya hazırlanıyor. Şirket, dördüncü yatırım turunda 500 milyon dolar toplamayı hedefliyor. Perplexity, bu yılın başında 520 milyon dolar değerindeyken, yeni yatırımlarla yapay zekâ alanındaki en değerli girişimlerden biri haline geldi.
Yapay zekâ teknolojilerinin yükselişiyle beraber, içerik üretimi ve bilgi erişimi alanlarında devrim yaratan şirketler hızla büyüyor. Ancak bu büyüme, özellikle medya kuruluşları ve telif hakları açısından bazı endişeleri de beraberinde getiriyor.
Yayıncılar, içeriklerinin yapay zekâ tarafından kopyalanıp kullanılmasının telif haklarını ihlal ettiğini savunurken, Perplexity CEO’su Aravind Srinivas, bu tartışmaları çözmek için gelir paylaşımı gibi iş birliği modelleri geliştirmek istediklerini belirterek rakiplerden ayrışmaya çalışıyor. Ayrışabilir mi? Bence zor. Özellikle Amerika’da teknoloji sektörü kuralları tanımama ya da etrafından dolanma konusunda tecrübeli. Düzenlemeler ya da yargı süreçleri ile sınırlamalar gelene kadar ne yaptıysak yanımıza kâr gözüyle bakma alışkanlıkları ortada. 🙂
Trump tekrar Başkan oldu: StartUp’ları ve girişimcileri neler bekliyor?
ABD’de seçimlerle geçen haftanın ardından, Donald Trump’ın yeniden Başkan seçilmesinin StartUp’lar için olumlu ve olumsuz etkileri merak konusu. Trump, enerji politikalarında fosil yakıt tüketimini artırmayı ve enerji sektöründeki bazı kısıtlamaları kaldırmayı planlıyor. Benzer şekilde yeni başkan yardımcısı Vance’in regülasyon karşıtı olduğu biliniyor. Özellikle yapay zekâ alanında düzenlemelerin gevşemesi beklenebilir.
Ayrıca, Trump'ın vergi politikaları arasında kurumsal vergi oranını %15'e düşürme ve 2017'deki bireysel vergi indirimlerini uzatma planları bulunuyor. Bu tür vergi indirimleri, StartUp’ların finansal yüklerini hafifleterek büyümelerini destekleyebilir.
Diğer yandan Trump’ın göçmenlik politikaları, nitelikli yabancı iş gücünün ABD’ye girişini zorlaştırabilir. Bu da aslında yetenekli çalışan bulma konusunda StartUp’ları olumsuz etkileyebilir. Daha önceki Başkanlık döneminde de benzer politikaları izlemiş ve binlerce göçmen ABD vizelerini yenileyememişti.
Sonuç olarak Donald Trump’ın politikaları StartUp’lar için hem fırsatlar hem de zorluklar barındırıyor. Ancak tam olarak neler göreceğimizi ve sonraki bültenlerde nasıl bir başlık atacağımızı şimdiden kestirmek çok zor. Bülteni takip etmeye devam.
Seçimlerin hemen ardından tam da siyasetle hem teknoloji hem de emlak sektörünü birleştiren ilginç bir girişim haberiyle devam ediyoruz.
Komşu Komşunun Oyuna Muhtaç: NeighborVote
Seattle merkezli emlak girişimi Flyhomes, ev arayışında olanların mahalleleri siyasi eğilimlerine göre filtreleyebilmesi için NeighborVote adlı bir özellik geliştirdi. MIT Election Data & Science Lab verilerini kullanan bu araç, ev arayanların, bölgelerin Demokrat ya da Cumhuriyetçi eğilimli olup olmadığını anlamalarını sağlıyor. Flyhomes CEO'su Tushar Garg, bu özelliğin siyasi bir duruşu yansıtmadığını belirterek, yalnızca alıcıların daha bilinçli kararlar almasına katkıda bulunmayı amaçladıklarını ifade etti.
Bu tür bir araç, toplumda zaten var olan siyasi kutuplaşmayı daha da derinleştirebilir mi? Flyhomes, NeighborVote’un yürüme puanı veya okul derecelendirmeleri gibi diğer mahalle kriterleri arasında değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Siyasi tercihlerin ev alım kararlarına dahil edilmesi, toplumsal ayrışmayı artırabilirken, aynı zamanda bireylerin kendilerini rahat hissedecekleri mahallelere yönelmelerine de olanak sağlayabilir.
Tesla’ya kötü haber: teknoloji dünyasında düğmelere geri dönüş!
Teknoloji şirketleri ve tüketiciler, dokunmatik ekranların hakimiyetinden yorulmuş durumda; Apple iPhone 16’ya yeni düğmeler eklerken, birçok araç üreticisi ve ev aleti firması kontrol düğmelerini yeniden kullanıma sunuyor.
Bu “yeniden düğmelendirme” sürecinde, Indiana Üniversitesi'nden Rachel Plotnick düğmelerin tarihini, toplum üzerindeki etkilerini inceleyen ve düğme kullanımının geçmişten günümüze uzanan kaygı ve zevkleri nasıl şekillendirdiğini analiz ediyor. Diğer yandan da şirketlerle çalışarak düğme tasarımlarını daha etkili hale getirmeye yardımcı oluyor.
Düğmelere olan dönüş, yalnızca görselden ziyade dokunsal bir deneyime olan talebi karşılıyor. Kullanıcılar, gözlerini ekrandan ayırarak cihazları kullanmanın rahatlığını ve güvenliğini tercih ediyor.
Ayrıca, düğmelerin sınırlı seçenekler sunması, özellikle araç kullanımında olduğu gibi bazı durumlarda güvenliği artırabiliyor. Plotnick’e göre, teknolojik değişimlerle gelen yeni arayüzler sürekli gelişse de geçmişteki basit ve etkili çözümlerden ders almak, daha kullanıcı dostu tasarımlar mümkün.
Bence bazı fonksiyonların dijital bazılarının ise düğmelerle kontrol edilen analog yapıda olması en iyi çözüm. Bu hibrit çözüm bence daha kullanıcı dostu bir çözüm.
Çinli girişimin uzay biletleri dakikalar içinde tükendi!
Bir önceki bültenimizde Çinli girişim Deep Blue Aerospace’in uzay seyahati yapmak isteyenler için iki bileti satışa çıkaracağını duyurmuştuk. Biletler, canlı yayında tanesi 210.000 dolardan satışa çıktı ve dakikalar içinde alıcılarını buldu.
Deep Blue Aerospace, yolcuları uzayın sınırına taşımanın karmaşıklığını ve risklerini derinlemesine anladığını ifade ederek, önümüzdeki iki yıl içinde onlarca deneme yapmayı taahhüt ediyor. Şirketin paylaştığı konsept görsellerinde, SpaceX’in Crew Dragon modülüne oldukça benzeyen mürettebat modülü altı yolcu kapasitesine ve altı pencereye sahip. Şirket, bu modülün 50 defaya kadar yeniden kullanılabileceğini iddia ediyor. Aslında bu sebeple de Virgin Galactic'in SpaceShipTwo uzay mekiğine göre çok daha uygun fiyatlarla bilet satışını hedefliyorlar.
Diğer yandan başka Çinli girişimlerin de benzer fiyat politikalarıyla uzaya yolculuk biletleri satmaya başlayacakları da paylaşılan bilgiler arasında. Uzayın hala bu kadar yakında gidilip görülecek bir yer olup olmadığı tartışıla dursun hem Amerikalı hem de Çinli şirketler devlet destekli büyük yatırımlar ile bu yarışta ilerliyorlar.
Anchor Kurucuları Tekrar Bir Arada: Yapay Zekâ Destekli Eğitim Girişimi Oboe!
Geçmişte girişimlerini Spotify'a satan kurucular, şimdi yeni bir projede çalışıyorlar: 4 milyon dolarlık tohum yatırımıyla desteklenen, yapay zekâ destekli eğitim girişimi Oboe.
Nir Zicherman ve Michael Mignano'nun kurduğu yeni şirket, daha önce Anchor ile herkesin podcast oluşturmasını sağladıkları gibi, Oboe ile de öğrenme erişimi demokratikleştirmeyi amaçlıyor. Şirket, kullanıcı dostu bir arayüz ile kişilerin bilgi edinmesini kolaylaştırmayı hedefliyor ve bunu yapay zekâ, ses ve video teknolojilerinin bir kombinasyonu ile sağlıyor.
Oboe, diğer çevrim içi eğitim hizmetlerine benzer şekilde, çok platformlu olarak kullanılabilecek, ancak kendini yapay zekâ kullanarak müfredat materyallerini kişiselleştirme ve etkileşimli bir deneyim sunma konusunda farklılaştırmayı planlıyor. Yapay zekâ sesleri gibi özellikler kullanılarak içerik dinlenebilecek. İçerik doğruluğunu ve yüksek kaliteyi sağlamak, Oboe'nin en büyük önceliklerinden biri olacak.
Sanal Asistanla HR Desteği Sunan Cascade AI'a Google Yatırımı!
HR ile ilgili sorulara yanıt bulmak, çalışanlar için zaman alıcı ve stresli bir süreç olabilir. Bu süreci yapay zekâ ile kolaylaştırmayı hedefleyen girişim Cascade AI, Google’ın yapay zekâ odaklı erken aşama girişim fonu Gradient'in liderliğinde 3,75 milyon dolarlık bir tohum yatırım aldığını duyurdu.
Peki Cascade AI, HR departmanlarına nasıl bir çözüm sunuyor? Cascade AI Çalışanların yan haklar, primler, izin, emeklilik, iç çatışmalar, işe dönüş politikaları gibi HR konularındaki sorularını yanıtlayabilen bir yapay zekâ asistanı. Botlar, bir şirketin HR politikalarına göre eğitiliyor. Böylece müşterileri için HR destek operasyonlarının %50'sinden fazlasını otomatikleştirdiğini belirtiyorlar.
Jeff Bezos Destekli Physical Intelligence: Robotik Devrim Geliyor!
San Francisco merkezli robotik girişim Physical Intelligence, Jeff Bezos ve OpenAI gibi devlerin yer aldığı yatırım turunda 400 milyon dolar toplayarak değerini 2,4 milyar dolara **çıkardı.** Jeff Bezos, Thrive Capital, Lux Capital ve Bond Capital'in de katıldığı bu yatırım turu, şirketin Mart ayında aldığı 70 milyon dolarlık tohum yatırımından sonra büyük bir sıçrama olarak dikkat çekiyor. Mart ayında 400 milyon dolar değerinde olan Physical Intelligence peki şimdi neden 6 kat daha değerli?
Physical Intelligence, genel amaçlı yapay zekayı fiziksel dünyaya entegre etmeyi hedefliyor ve bunun için sekiz ay gibi kısa bir sürede "π₀" adlı robot modelini geliştirdi.
Physical Intelligence, bu modelle robotların insanlara benzer bir çeviklik ve çok yönlülükle çalışmasını sağlamayı amaçlıyor. Şirketin geliştirdiği yapay zekâ destekli “robot beyinleri”, robotların çamaşır katlamak, masa toplamak, hatta kahve çekirdeklerini değirmene yüklemek gibi çeşitli görevleri otonom olarak yerine getirmesini mümkün kılıyor. Bu genel amaçlı yapay zekâ modeli, robotların çok farklı görevlerde başarı göstermesi ve zamanla performansını artırması için geliştiriliyor.
Yatırımcılar, robot teknolojilerinin perakende, lojistik, sağlık ve tarım gibi alanlarda dönüşüm yaratabileceğine inanıyor. Örneğin, Amazon’un geliştirdiği Sparrow robotu, depolardaki iş yükünü hafifletirken Walmart’ın yapay zekâ destekli zemin temizleyicileri, mağazalarda envanter kontrolünü sağlıyor. Diğer yandan, Japonya’da SoftBank’in “Pepper” robotu gibi müşteri destek robotları, müşterilere ürün bilgisi ve yönlendirme sağlamak için kullanılıyor. Bu gelişmeler, robotların yalnızca insan iş gücünü desteklemekle kalmayıp, birçok sektördeki iş akışını da optimize etme potansiyelini gösteriyor.
Sağlıklı Yaşam Sektörü, İlaç ve Spor Endüstrisini Geride Bıraktı
Global Wellness Institute tarafından Salı günü yayınlanan bir rapora göre, 2023 yılında wellness sektörü 6,32 trilyon dolara ulaşarak rekor kırdı. Yapılan araştırmaya göre Kuzey Amerika'da wellness (sağlıklı yaşam) sektörüne kişi başı 5.000 dolardan fazla harcanıyor. Bu rakam, ilaç ve spor sektörlerini geride bırakarak wellness endüstrisinin büyüklüğünü gözler önüne seriyor.
Genel olarak wellness endüstrisi, 2019'dan 2023'e kadar %25 büyüdü. Rapora göre, 2024 sonunda bu rakamın 6,8 trilyon dolara ulaşarak yeni bir zirveye ulaşması bekleniyor. Wellness endüstrisinin bu kadar büyük olmasının nedenlerinden biri, 1,21 trilyon dolarlık kişisel bakım ve güzellik sektörünü de içermesi. Kuaför ziyaretleri bile wellness harcaması olarak sayılıyor; ve araştırma yazarları, kişisel bakım ve güzellik ürünlerinin tüketicilere "kendine bakım" olarak sunulduğunu belirtiyor.
Ayrıca geçen ay yayınlanan bir SNS Insider raporu, küresel kurumsal wellness pazarının büyümesine dikkat çekti. Çalışanlara yönelik fiziksel ve zihinsel wellness programlarını içeren bu pazarın, 2023’teki 64,11 milyar dolarlık değerinden 2032’de yaklaşık 123,35 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.
Pasta büyüyor, büyüyecek. Bu alanda yatırım yapmak, teknoloji geliştirmek önemli bir fırsat olabilir. Sonra ben bilmedim duymadım olmasın. Şimdi sırada innovasyon haberleri.
Salva Health, Uygun Fiyatlı Tarama Cihazıyla Meme Kanseri Ölüm Oranlarını Azaltmak İstiyor
Valentina Agudelo, altı yıl önce üniversitede bir girişimcilik yarışması için araştırma yaparken, Latin Amerika ile gelişmiş ülkeler arasında meme kanseri sağkalım oranlarında endişe verici bir fark olduğunu fark etti. Agudelo, anavatanı Kolombiya ve diğer Latin Amerika ülkelerindeki kadınların, geç teşhis nedeniyle daha yüksek oranlarda hayatını kaybettiğini gördü. Sonrasında iki yakın arkadaşıyla taşınabilir bir erken teşhis cihazı üzerinde çalışmaya başladı.
Bahsettiğimiz bu küçük cihaz (Julieta), her iki göğüse bağlanan elektrotlar aracılığıyla doku yoğunluğunu ölçüyor ve birkaç dakika içinde telefon, tablet veya bilgisayara sonuçları iletiyor.
Kurmuş oldukları girişim Salva Health, Kolombiyalı büyük sigorta şirketi Grupo Sura ile iş birliği yaparak klinik denemeler gerçekleştirdi ve meme kanseri riskini tahmin edebilen bir yapay zekâ modeli geliştirdi.
Şu anda 13 kişilik bir ekiple çalışan şirket, Kolombiya’nın sağlık kontrol kurumu INVIMA'dan onay almaya çok yakın. Oradan gelecek pozitif bir haber ile önce tüm Güney Amerika ülkeleri ve sonrasında da Kuzey Amerika’da gerekli onayları almayı ve dağıtımlara başlamayı hedefliyorlar.
Agudelo'ya göre ABD’de mamografi cihazlarının sayısı yeterli olsa da bazı kadınların Julieta ile taranması, sağlık sigortaları için önemli maliyet tasarrufları sağlayabilir.
Salva Health, Julieta’yı kliniklere satmak yerine cihazı ücretsiz olarak sunmayı ve her tarama için sağlık ödeyicilerinden ücret almayı planlıyor.
Akılda kalıcı büyük girişimlerin hep ihtiyaçtan doğduğuna inanmışımdır. Kendi ülkesindeki ihtiyacı iyi gören Agudelo, tüm Amerika kıtasına cihazı temin edebilecek ve her ülkeye de ayrı fayda sağlayabilecek güzel bir girişim örneği çıkarmış gibi görünüyor.
Yeni Göz İmplantı, Görme Yetisini Kaybedenlere Işık Oluyor
Science Corporation’ın retinal implantı, merkezi görme kaybı yaşayan bazı kişilerin yeniden kitap okuyabilmesini, iskambil oynayabilmesini ve yüzleri tanıyabilmesini sağladı. Görme yetisini kaybedenlere yeni bir umut doğdu.
Bu kişiler, harfleri, yüzleri ve ayrıntıları net bir şekilde görmelerini sağlayan merkezi görme yetilerini yıllar içinde kaybetmişti; gözlerindeki ışığı alan hücreler bozuldukça görmeleri yavaşça bulanıklaştı.
Ancak klinik bir denemenin parçası olarak deneysel bir göz implantı alan bazı katılımcılar, yasal olarak kör olmalarına rağmen şimdi kitap okuyacak, bulmaca çözecek ve kart oynayacak kadar görebiliyor. Kaliforniya merkezli beyin-bilgisayar arayüz şirketi Science Corporation, bu hafta ön sonuçları duyurdu.
Science’ın CEO'su ve eski Neuralink başkanı Max Hodak, kör bir hastanın implantı kullanarak okuma yaptığı videoyu ilk kez gördüğünde şaşkına döndüğünü belirtti. Hodak, 2021’de Neuralink’ten ayrıldıktan sonra bu şirketi kurdu ve bu yıl Pixium Vision’dan teknolojiyi satın aldı.
Hodak, Prima’nın diğer retinal implantlardan farklı olarak “form görme” – yani nesnelerin şekil, desen ve diğer görsel ögelerini algılama – yeteneği sunduğunu söylüyor. Kullanıcılar “normal” bir görüşe sahip olmasa da sarımtırak bir görüntü ile işlenmiş bir görüntü görüyorlar.
Aslında bu gelişmeyle anladığımız şu ki, insanların görme sorunlarına büyük oranda çözümler sunacak teknolojilere yakın zamanda şahit olabiliriz. Bu da insanlığın binlerce yıldır önündeki büyük bir engelin kalkması anlamına gelebilir.
Güney Kore’den Yabancı Girişimcilere Yeni Vize Türü!
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ) Bakanlığı, "Startup Korea" vizesi için başvuruları Kasım ayında almaya başladığını duyurdu.
Bu vize, startup birimi ve Adalet Bakanlığı'nın bu yıl Temmuz ayında Seul’ün Gangnam-gu bölgesinde düzenlenen Global Startup Merkezi açılış töreninde böyle bir planı ortaklaşa açıklamalarının ardından resmi hale gelmiş oldu.
Yeni vize, vize alma sürecini kolaylaştırarak D-8-4 (teknolojik startup) vizesine kıyasla büyük bir iyileştirme sağlıyor. KOBİ birimi, göçmenlik kurallarına göre başvuru sahiplerini tavsiye ederken, Adalet Bakanlığı, adayların işin fizibilitesi ve yenilikçiliği açısından özel bir değerlendirme komitesinin yaptığı değerlendirmelere göre onay veriyor.
Tavsiye edilen yabancı bir girişimci Kore'de ikamet ediyorsa, tavsiye mektubunu bir göçmenlik ofisine sunarak vizeye başvurabiliyor. Ülke dışında olanlar ise aynı işlemi bir Kore büyükelçiliği veya konsolosluk ofisinde yapabiliyor.
Güney Kore zaten dünyada geliştirdikleri teknolojilerle adından çokça bahsettirirken, bir de yeni girişimci vizesiyle kendi ülkesine beyin göçü oluşturayı hedefliyor.
Yeni vizeye başvurmak isteyenler, K-Startup Portalı (www.k-startup.go.kr) veya Global Startup Merkezi (startup-korea.com) web sitelerinden başvuruda bulunabilirler. Son başvuru tarihi ise 20 Kasım 2024.
Microsoft ve Nvidia'dan İngiltere'deki Girişimlere Destek Programı
Microsoft, çip üreticisi Nvidia ile ortaklaşa geliştirdiği GenAI Hızlandırıcı programını İngiltere'deki StartUp’lar için başlattığını duyurdu. Bu program, İngiltere'deki girişimlerin GenAI (üretken yapay zekâ) ürünlerini ölçeklendirmeleri için ihtiyaç duydukları kaynaklara, uzmanlığa ve desteğe erişim sağlamayı amaçlıyor.
22 Ocak - 5 Mart 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Microsoft GenAI Hızlandırıcı programı, tohum yatırımı almış ve “ürünlerini bir sonraki seviyeye taşımaya hazır” olan İngiltere merkezli StartUp’ları hedefliyor. Program, özellikle insanların yaşamlarını iyileştirecek, iş imkânları oluşturacak ve ekonomik anlamda kayda değer bir etki yaratabilecek çözümler geliştiren şirketleri arıyor.
Programa seçilen girişimler, Microsoft’un yapay zekâ ve makine öğrenimi alanında uzman ‘Black Belt’ ekibi ile birebir oturumlar gerçekleştirecek ve ayrıca Nvidia ve Github uzmanlarından rehberlik alacak.
Ayrıca Microsoft yetkilileri özellikle Microsoft bulut üzerinde AI-yerel çözümler geliştirmeyi hedefleyen şirketlerin başvurmalarını teşvik etiklerini belirttiler. İngiltere’de belli bir seviyeye gelmiş girişimler için güzel bir fırsat.
İkinci sayımızın sonuna geldik. Benim için çok heyecan verici bir başlangıç oldu.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi yorum olarak yazmaktan lütfen çekinmeyin.
Eğer hoşunuza da gittiyse arkadaşlarınızla da paylaşırsanız memnun olurum.
Bir sonraki sayıda görüşmek üzere.