Köprüden Önceki Son Exit
Meta davası, girişimciler için satın almaya dayalı büyüme modelinin sorgulanmasına neden oluyor.
Google'dan sonra Meta mahkeme salonlarında. Konu klasik: Instagram ve WhatsApp'ı alarak “yok mu ettin, yoksa kurtardın mı?” tartışması. ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) diyor ki, bu işler rekabeti ortadan kaldırıyor. Meta ise “olmasaydık şimdiye unutulmuşlardı”. Kim haklı, kim haksız? O kısım ayrı mesele. Fakat şöyle bir duralım. Asıl konuşmamız gereken şu: Satın alınarak büyümek hâlâ geçerli bir model mi? Yoksa bu işin sonuna mı geldik?
Çünkü bu sadece Meta’nın davası değil. Bu, girişimcilerin yıllardır inandığı bir yolun sorgulanması. Hani “bir gün biri gelir, bizi alır” hayali var ya… İşte onun geleceğini konuşuyoruz. Satın alma yoluyla genişlemek hak mı yoksa rekabeti bastıran bir yöntem mi?
Satın Almak mı, Yarışmak mı?
Görsele baktığımızda Meta'nın WhatsApp satın alımı 22 milyar dolarla Facebook tarihindeki en büyük hamle. Aynı dönemde Google, Motorola'yı 12,5 milyar dolara alırken, Microsoft LinkedIn için 26,2 milyar dolarlık bir ödeme yaptı. Grafikteki büyüklükler, satın almanın ne kadar stratejik olduğunun da sessiz göstergesi. Sorulması gereken: Bu satın almalar rekabeti destekliyor mu, yoksa boğuyor mu?
Meta, Instagram ve WhatsApp satın almalarının vizyoner yatırımlar olduğunu söylüyor. Zuckerberg’e göre bu uygulamalar alınmasaydı, Meta bugün varlığını sürdürmekte zorlanabilirdi. Hükümet tarafı ise bu hamleleri potansiyel rakipleri sistem dışına itmenin bir yöntemi olarak görüyor.
Bir teknoloji şirketi, başarılı olmak için rakiplerini yenmek zorunda mı, yoksa onları satın alarak yoluna devam edebilir mi? Bu soruya verilecek yanıt, yeni kurulan her girişimin kaderini etkiliyor.
Kurallar Değişirse, Kimler Ayakta Kalır?
İki büyük satın alma üzerinden başlayan süreç, büyük platformların rekabet karşısındaki reflekslerinin sorgulanması anlamını taşıyor. ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) bu satın almaların pazar hakimiyetini sağlamlaştırmak için yapıldığını düşünüyor. Eğer dava Meta aleyhine sonuçlanırsa, bu tarz satın almalar daha sıkı kurallara tabi olabilir.
En büyük etkiyi ise erken aşama girişimler hissedecek. Bugüne kadar birçok girişimci için büyümenin en mantıklı yolu, büyük bir şirkete satılmaktan geçiyordu. Bu yol kapanırsa planlar da değişmek zorunda kalacak. Peki neler olabilir?
– Yatırım alma süreci daha zorlu hale gelebilir.
– Ürünü pazarda tutmak için dayanıklılık daha belirleyici olabilir.
– Erken aşamada kârlılığa yaklaşmak bir tercih değil, bir gereklilik haline gelebilir.
Görüleceği üzere dava ile fikirler de etkilenecek. Çünkü rekabetin ne kadarına izin verileceği, yeni oyunculara ne kadar yer açılacağı sorusu artık net bir yanıt arıyor.
Garantili Exit Yoksa, Ayakta Kalmanın Yolu Ne?
Meta’nın davası, girişimler için büyük bir şirkete satılmanın artık garanti bir yol olmadığı sonucunu doğurabilir. Eğer bu değişim olursa herkes için oyun planı değişecek demektir. Bu ne demek:
Girişimler için kısa vadeli "exit" planlarını yalnızca satın almaya bağlamak yerine, kârlı ve sürdürülebilir bir büyüme modeli kurmaya odaklanmak gerekiyor.
Yatırımcılar açısından çıkış planlarında “Facebook alır, Google alır” beklentisi zayıfladı. Bu yüzden yatırım yapılacak girişimin kendi ayakları üzerinde durma ihtimali daha dikkatle değerlendirilmeli.
Bu dava, fikrini büyütmek isteyen herkes için sessiz bir uyarı gibi. Oyuna girmek isteyenin önce nereye bastığını bilmesi gerekiyor.
Herkesin Şansı Var mı?
Instagram ve WhatsApp başka şirketlere gitseydi ya da hiç satın alınmasaydı, bugün sosyal medya nasıl bir yer olurdu? Belki daha çok alternatifimiz olurdu. Ya da bazı girişimler büyüyebilirdi. Belki hiçbiri fark edilmezdi. Fakat artık bu sorular geçmişe değil, bugüne dair bir şeyi açığa çıkarıyor: Gücü elinde tutanlarla yeni gelenler arasında adil bir yarış var mı?
Dava sonuçlandığında sadece Meta için değil yeni fikirler için de bir tablo ortaya çıkacak. Herkesin daha adil bir yarışta şans bulabildiği bir düzenin mümkün olup olmadığını göreceğiz. Çünkü mesele hangi uygulamanın kazandığından çok kimin oyuna girebildiği.