Yapay Zekâ Ektiğini Biçebilecek mi?
100 milyar dolarlık altyapı, hâlâ kitlesel bir alışkanlık yaratacak o tek ürünü bekliyor.
Google, 2025 I/O sahnesinde yeni bir ürün açıklamadı. Var olan yapay zekâ modelleri ile ilgili dikkat çeken iyileştirmelerden bahsetti. Fakat bu kadar büyük altyapı yatırımı, hangi ürünle karşılık bulacak?
Gemini gelişiyor, VEO 3 sinematik sonuçlar üretiyor, Android XR gözlükleri yolda. Bu teknolojilerin her biri hâlâ “gelecek vadeden” kategorisinde. Bugün Gmail’in yaptığı gibi kitlesel bir etki yaratan, kullanıcı davranışlarını kalıcı olarak değiştiren bir ürün göremiyoruz.
Sundar Pichai bunu doğrudan söylemiyor fakat gerçek şu ki: Araçlar hazır olmasına rağmen kullanıcıyı dönüştürecek uygulama henüz yok. Yapay zekânın potansiyeli her yerde olsa da platform etkisi görünür değil.
Geçmişte platform dönüşümleri, tek bir uygulamayla ivme kazandı. Office bilgisayarı, App Store telefonları, Gmail bulut sistemini dönüştürdü. Yapay zekâ ise hâlâ bu listeye girecek ürünü arıyor.
Şu anki tabloya bakınca benim aklıma gelen soru ise şu: Google, yapay zekâ ile gerçekten yeni bir platform mu inşa ediyor yoksa sadece var olan problemleri daha hızlı çözmeye mi çalışıyor?
Altyapı Hazır, Peki Ürün Nerede?
Google, yapay zekâ için sadece model geliştirmiyor onu çalıştıracak dev bir altyapı kuruyor. Alphabet'in son iki yıldaki veri merkezi yatırımı 100 milyar dolara ulaştı. Bu yatırımın ötesinde ürün tarafında da dev bir beklentiye sebep oluyor. Bu kadar büyük bir altyapı, bir ürüne dönüşmediği sürece anlamlı değil.
Google bugüne kadar büyük değişimleri güçlü ürünlerle başardı. Gmail, e-postayı kullanma biçimimizi değiştirdi. Android, telefonu sadece arama yapan bir cihaz olmaktan çıkarıp cep bilgisayarına dönüştürdü. Arama motoru ise tek bir ürün olmaktan çıkıp internetin başlangıç noktası haline geldi.
Bugün yapay zekâ konusunda da aynı etkiyi yaratmak istiyor. Şimdilik ortaya çıkan ürünler, bu dönüşümün çok gerisinde. Gemini etkileyici ama sonuçta bir sohbet ekranı. NotebookLM, dökümanlarla çalışanlar için faydalı olsa da çok az kişi tarafından kullanılıyor. Flow ise içerik üretimini kolaylaştırıyor ama deneme aşamasında. Ürünler var ama hiçbirinin kitlesel bir alışkanlığı dönüştürme gücü şu an için yok.
Ürün ve Platform Karmaşası
Gerçek bir platform dönüşümü, kullanıcı deneyimi değiştiğinde olur. Gemini’yi kullanmak için tarayıcı açıp yazı yazmak gerekiyor. Google, yapay zekâyı ürünlere entegre ediyor ama yeni bir deneyim önermiyor.
Model tarafında büyük ilerlemeler var: Diffusion, multimodal, world modeller... Fakat bu teknoloji herkesin hayatına dokunan bir ürüne dönüşemedi. Geliştiriciler ve teknoloji meraklıları için bunların heyecan verici gelişmeler olduğu konusunda hem fikiriz. Bütün bunlara rağmen teknoloji milyonlarca insanın her gün kullanacağı kadar pratik değil.
Google bu yapıları mükemmelleştiriyor, bu net. Fakat kullanıcı, “neden kullanmalıyım?” sorusuna hâlâ net bir cevap alamıyor. Bugünkü ürünler not alma, özet çıkarma, video üretme gibi işlevlerle sınırlı. Hiçbiri yeni bir davranış biçimi yaratmıyor, gerçek anlamda bir platform etkisi doğurmuyor.
İşin diğer tarafında ise finansal gerçekler var. 100 milyar dolarlık veri merkezi yatırımı, birkaç dolarlık abonelikle geri dönmez. Sundar Pichai, Gmail örneğiyle bu sürecin zamana yayılabileceğini söylüyor. Bakalım böyle olacak mı? Çünkü bu kez zaman faktörü herkese eşit değil. Rekabet çok daha yoğun ve platform etkisini bu alanda ilk yaratan kazanacak.
Platform için Geç mi Kalındı?
Yapay zekâ bu haliyle platformdan çok, güçlü bir yardımcı olarak konumlanıyor. Kod yazarken destek veriyor, içerik üretimini hızlandırıyor, analizleri özetliyor. Bu özellikler işlevsel fakat dönüştürücü değil. Bu şekilde devam ederse yapay zekâ, her alanda bulunan ama hiçbir alanı gerçekten sahiplenemeyen bir teknolojiye dönüşebilir.
Yapay zekânın bugünkü rolü, Excel’deki formül çubuğu gibi. İşleri kolaylaştırıyor, ama kimseyi kendine tam bağımlı hale getirmiyor. Oysa platform olmak, kültürel bir dönüşümle mümkün. Herkesin gün içinde tekrar tekrar döndüğü, vazgeçilmez hale gelen bir deneyim yaratmak gerekiyor.
Büyük Güç, Eksik Zemin
Yapay zekâ, bu çağın en etkileyici gücü. Her gün yapay zekânın ne kadar büyük dönüşümler yarattığını anlatan, kolaylıklarından bahseden, hatta insanların işlerini elinden alabilecek bir korku nesnesine dönüştüğünü gösteren paylaşımlar ve videolar görüyoruz. Fakat bu güç, bence kendi ayakları üzerinde durabilen bir platforma dönüşmedikçe, mevcut sistemlerin verimliliğini artıran bir eklenti olarak kalacak. Google’ın bugüne kadar yaptıkları yapay zekâyı arama motoruna, e-postaya ve video içeriklerine entegre etmek. Bir anlamda otomobili yeniden icat etmek yerine motoruna turbo eklemek diyebiliriz.
Yapay zekâ henüz eşiği atlamış değil. Ne yeni bir alışkanlık kazandırdı ne de onsuz düşünülecek bir ürün yarattı. Şu anda yapay zekâ, her şeye gücü yeten ama henüz kimsenin onsuz yapamadığı bir teknoloji değil. Bu fark, önümüzdeki yıllarda platform olup olmayacağını belirleyecek.


