Executive Summary - Teknoloji - 2
Teknolojik gelişmelerin hızına yetişin! Haftanın en heyecan verici teknoloji haberlerine başlıyoruz.
Profesyonellere yönelik teknoloji haberlerini derleyip yorumladığımız Executive Summary-Teknoloji bültenimizin ikinci sayısından merhaba. Geçtiğimiz hafta teknoloji haberleri konusunda müthiş bir haftaydı. Telegram’ın kurucusu Pavel Durov’un gözaltına alınması, sonrasında kefaletle serbest kalması hepimizi ciddi haber bombardımanına tuttu. Neredeyse tüm hafta bunu konuştuk. Muhtemelen daha çok konuşacağımız Telegram ve Pavel Durov konusunda şimdiden bir dosya hazırlayarak, Pavel Durov kimdir, bugüne gelene kadar neler yaptı, Telegram konusunda bilmemiz gerekenler nelerdir gibi detayları sizler için topladık. Bundan sonra gelecek haberlere hazırlıklı olmak istiyorsanız ve hala okumamışsınız sizi şuraya alalım. Bu girizgahtan sonra başlayabiliriz.
Amerika Birleşik Devletleri’nde seçim zamanı yaklaştıkça alışkın olduğumuz üzere başkan adayları farklı sektörler için planlarını ve vaatlerini açıklamaya başladılar. Eski başkan ve yeni başkan adayı Donald Trump kripto paralar konusunda iddialı açıklamalar yaptı. Özellikle ABD’yi kripto finansın başkenti yapacağı açıklaması dikkat çekiciydi. Sadece bu açıklamalarla da yetinmedi. Sitesinde kripto paralarla bağış kabul etmeye de başladı bile. En son adımı ise ailesine ait olan kripto platformu oldu. Geçtiğimiz hafta duyurduğu kripto platformunun daha dumanı üstünde iken X (Twitter) platformunda Trump’ın bazı yakın akrabaları yeni bir kripto para birimi ile ilgili tweet'ler gönderdiler. World Liberty Financial isimli bu projenin detaylarını merak edenler için projenin whitepaper’ı şurada.
Dikkat çekici bu gönderilerden sonra bu hesapların hack’lendiği iddia edildi. İddia diyoruz çünkü Trump’ın seçim bürosundan bu konuyla ilgili net bir yalanlama gelmedi.
Trump, kripto sektörünü tamamen arkasına almışken diğer aday Kamala Harris ise Demokrat Parti’nin kalesi olan Silikon Vadisi'ni garanti altına almak istiyor. Bu aralar büyük teknoloji firmalarının federal mahkemeler ile başlarının dertte olduğunu düşününce, destek için Kamala Harris’den beklentilerinin ne olduğu açık. Regülasyon ve davalarda daha anlayışlı olması.
Silikon Vadisi demişken, Kaliforniya’da halen inşaat halinde olan ütopya şehir California Forever ve onun yanına yeni planlanan bir başka ütopya projesinden bahsetmesek olmaz. 2017’de başlayan California Forever projesine bölgedeki zenginler, tek bir hedef uğruna 1 milyar dolar harcadılar: San Francisco gibi şehirleri bile etkileyen hastalıklardan arınmış yepyeni ütopik bir şehir. Andreessen-Horowitz yatırım firmasından tanıdığımız Marc Andreessen (kendisi California Forever’ın da yatırımcılarından) bu ütopya şehrinin yakınlarına yeni bir vizyoner şehir daha kurmaya hazırlanıyor. Ütopik projeler sadece Kaliforniya eyaletine de özgü değil. Nevada çöllerinde planlanan ve yatırımcıları arasında Jeff Bezos’un da olduğu Telosa projesini de bu kapsamda değerlendirebiliriz. Sonuç olarak dolar milyarderleri acaba post apokaliptik dünyaya mı hazırlanıyorlar?
Böyle bir dünya olacaksa sanırım robotlar bu dünyanın en önemli öznesi olacaklar. Yapay zekâ ile zaten gözümüz iyice korkmuş durumda. Bir de bu yapay zekânın robotlarda kullanımını düşününce insan ürperiyor. Bir yandan da o robotları eğitmek için uğraşıyoruz. Oldukça riskli bir hareket :) Tesla, Optimus adlı robotunu eğitebilmek için insanlar işe alıyor. Saatlik 48 dolar ödeyeceği bu insanlardan istedikleri ise aslında basit bir iş gibi duruyor. Bu çalışanlar üstlerine hareket yakalama cihazları ve VR setleri giyerek günde 7 saat çalışacaklar. Yaptıkları tüm hareketler kaydedilerek Optimus robotunun insan gibi hareket edebilmesi için onun eğitiminde kullanılacak.
Elon Musk’ın bir diğer şirketi X ile devam edelim. Youtube benzeri bir video izleme uygulamasını Android Market’e gönderen X’in bu konuda gerçekten çok sağlam rakipleri var. Yakında Apple Store’a da geleceği bildirilen uygulamanın ne kadar kullanıcıya ulaşabileceğini göreceğiz. Elon Musk’ın X’i bir “everything app” yapma planının bir diğer parçası finansal çözümlerden sonra video işini ikinci sıraya alması enteresan.
X bir taraftan farklı servisler ile kullanıcı kitlesini genişletmek isterken diğer taraftan farklı ülkelerde hükûmetler ve mahkemeler ile uğraşmak zorunda. Son olarak Brezilya X’i kendi ülkesinde yasakladı. Bildiğimiz sorunlardan olan içerik kaldırması ve ülkeye yetkili bir yönetici ataması konusunda baskı gören X, Brezilya’ya bir temsilci atamış ama Brezilya hükümetinin istediği sakıncalı(!) içerikleri kaldırmayı ağırdan almıştı. Bunun üzerine temsilcinin tutuklanması riski ile karşı karşıya kalan X, temcilsini korumuş ve ülkeden çekmişti. Sonuç ise yasaklama ile bitti. Artık Brezilya’dan X’e erişim sağlanamıyor. Asıl ilginç konu yine Elon Musk’ın bir diğer şirketi olan Starlink (uydular üstünden internet erişimi sağlıyor) bu karar uyacağını ve Brezilya’da X’i engelleyeceğini duyurması.
Elon Musk gerçekten ilginç bir karakter. Seveni kadar sevmeyini de çok. Ama hakkını teslim etmek gerekiyor. Birçok işi aynı anda yönetebiliyor. Genellikle belli bir standardın altına düşmüyor bu işlerde. Yani kötü yönetip batırdığı iş neredeyse yok. X’in yönetimi konusunda oldukça sert eleştiriler alsa bile planlarından vazgeçmiyor. X AI konusunda da bu hafta yeni bir haber düştü. Kendi yapay zeka uygulamalarını eğitebilmek için Colossus projesi adında bir proje yürüten Musk, 100.000 Nvidia H100 grafik kartı ile dünyanın en güçlü yapay zekâ eğitim kümesini duyurdu. Yapay zeka konusunda da iddialı Elon Musk. Mesela Tesla otomobillerinden gelecek verileri bu projede kullanıp kullanmayacağı da başka bir önemli nokta. Çünkü üstündeki kameralar ve diğer sensörler ile inanılmaz veriler topluyor bu otomobiller.
Yapay zekâ konusunda böyle yatırımları duyururken, yapay zekâ uygulamalarına güç sağlayan çip üreticilerinde durumlar garip bir yere evriliyor. Mesela Salı günü Nvidia hisseleri bir günde neredeyse %10 değer kaybı yaşadı. Bunun anlamı şirket değerinin bir günde 279 milyar dolar erimesiydi. Yapay zekâ uygulamaları ve bunları eğitmek için kurulan süper bilgisayarlar varken Nvidia neden bu kadar değer kaybetti? Bunun birden çok sebebi var. ABD Adalet Bakanlığı’nın son zamanlarda sıkça duyduğumuz antitröst konusunda Nvidia’ya celp gönderdiği haberi yayıldı hafta başında. Bu yalanlandı ama Nvidia’nın bu konuda gerçekten hakim karşısına çıkıp çıkmayacağı belli değil.
Ayrıca Nvidia’nın büyük müşterilerinin (Microsoft ve Meta gibi) donanım yatırımlarını artık azaltacakları bilinen bir gerçek. Son 3 yıl içinde bu firmalar, yapay zekâ uygulamalarını eğitmek adına kurdukları sistemler için Nvidia grafik kartlarına hücum edip milyarlarca dolar harcama yaptılar. Bir önceki bültende de yazdığım gibi buradan elde edilen gelirler, bu giderlerin devam etmesini sağlamaktan çok uzak. Dolayısı ile yatırımların oldukça yavaşlaması da muhtemel. Geçtiğimiz ayların parlayan yıldızı ve inanılmaz bir şekilde dünyanın en değerli şirketi haline gelen (birkaç gün bile olsa) Nvidia için rüzgar sanırım tersine dönüyor.
Sektörün büyük ama düşüşte olan diğer oyuncusu Intel’den de haberler var. Intel’in Nvidia ve AMD’ye yapay zekâ konusunda rakibi olan, 2023’ün sonunda açıkladığı Gaudi 3 çipleri için sonunda büyük bir müşteri bulmuş gibi gözüküyor. Gaudi 3’den 2024 yılı için 500 milyon dolar gelir beklentisi içinde olan Intel, IBM ile anlaşmasını duyurdu. IBM’in cloud operasyonlarında müşterilerine sunmaya Gaudi 3 çipleri ile IBM Cloud’un yapay zekâ konusunda yeni yetenekler kazanması hedefleniyor. Intel de bu çiplerden çok ümitli. Bu çiplerin Intel’in düşüşte olan gelirlerine ve daha önemlisi imajına katkısını 2024’den sonra göreceğiz. Ama üstte yazdığım gibi bu konudaki donanım yatırımları hız kesmişe benziyor. Çok daha erken çıkması gereken çipler gecikmiş olabilir. Bu da Intel’in tabutuna bir başka çivi olabilir. 2025 için izleme listemize almakta fayda var.
Bundan sonraki haberi ilk duyduğumda aslında pek önemsememiştim. Ama biraz detaylı okuyunca altından ilginç detaylar çıkmaya başladı. Sosyetik zenginin süper yatının Sicilya açıklarında fırtınaya yakalanıp batması burada kendine yer bulması zordu. Ama dediğim gibi biraz konuya yaklaşınca detaylar ortaya çıktı. İngiliz teknoloji yatırımcısı Mike Lync’den bahsediyorum.
Kendisine ait süper yatı ile fırtınaya kapılıp vefat eden Lynch’in peşini bırakmayan alacaklıları var. Bu alacaklılar biraz büyük. Evet Lynch’in kurucusu olduğu Autonomy isimli şirketi 2011’de satın alan HP, bu satın almadan kaba tabirle kazık yediğini belirterek mahkemeye başvurmuştu. 2011 yılındaki 10,3 milyar dolarlık bu anlaşma sonrası “big data” konusunda çalışan Autonomy’nin aslında parlayan bir yıldızdan çok bir nevi çöp olduğu ortaya çıktı.
Satın alımın sadece 14 ay sonrasında HP’nin aldığı bir duyum üzerine görevlendirdiği PwC ve Ersnt&Young tarafından hazırlanan raporlara göre HP bu işten tam 8,8 milyar dolar zarar etmişti. Bunu duyan HP pay sahiplerinin HP yönetimine dava açması şaşırtıcı olmadı. Ve tabii ki HP yönetimi de Autonomy eski CEO’su Mike Lynch ve CFO’suna karşı davalar açtı. Mike Lynch de boş durmayıp HP pay sahiplerinin HP yönetimine açtığı davaya müdahil olarak Autonomy’nin becereksizce yönetilerek değer kaybettiğini savundu. Bu konuda çok detaylı analizler var. Bu tür muhasebesel detaylara inmeden konuya devam edelim.
Autonomy eski CFO’su 2018’de sonuçlanan mahkeme sonrası 5 yıl hapis ve ağır para cezalarına çarptırıldı. Bu davanın sonucu Mike Lynch hakkında devam eden hukuki sürece de delil oldu. Ve günümüze kadar HP bu davanın peşinden koşmaya devam etti. İki farklı ülke ve iki farklı kanunun olduğu davanın bu kadar uzaması normal gözükürken ve hatta HP’nin artık sonra yaklaştığı ve Mike Lynch’den 4 milyar dolar tazminat kazanması olası gözükürken, Mike Lynch bir tekne kazasında ölüverdi. Peki HP bu kaza sonrası bir bardak su içmeye razı mı olacak? Hiç sanmıyorum. HP davayı Mike Lynch’in ailesi üstünden sürdürmekte ve 4 milyar doları istemekte ısrarcı.
Birleşik Krallık'ta bir kişiye karşı açılan tüm davalar, o kişinin ölümünden sonra mal varlığına karşı geçerliliğini korur. HP'nin açtığı davada olduğu gibi, hali hazırda verilmiş olan herhangi bir karar onun mirası üzerinde bağlayıcı. Bu hem Lynch'in hem de 18 yaşındaki kızları Hannah'nın acısını çeken Mike Lynch’in eşi Bacares'in, bu yılın sonlarında hâkim karşısına tekrar çıkacağı anlamına geliyor. Bakalım HP bu zararın ne kadarını tazmin edebilecek. Bu konu ile son bir ilginç detay daha vermeden kapatmayayım. Autonomy davasında Mike Lynch ile yargılanan Autonomy eski başkan yardımcısı Stephen Chamberlain de Birleşik Krallık’da geçirdiği trafik kazası sonucu dün hayatını kaybetmiş. Şans mı, kader mi bilemedim.
Detaylarına belki sonra inebileceğimiz bazı haberleri de hızlıca buradan sizinle paylaşmak istiyorum.
Geçtiğimiz ay yayınladığı bir yazılım yaması ile tüm dünyadaki binlerce Windows işletim sistemine sahip bilgisayarı kullanılamaz hale getiren CrowdStrike dava fırtınasına yakalanmış gibi.
Sürücüsüz taksi hizmeti veren Waymo, çocuklarının taksi ile yolculuk etmesini isteyen ama tek başlarına gitmelerinden çekinen veliler için yeni bir hizmet başlattı. Geçtiğimiz bültende de “ah keşke” demiştim. Bu da tam bizim ihtiyacımız olan bir hizmetmiş.
IBM, Çin’deki araştırma geliştirme departmanını Hindistan’a taşıma kararı aldı. Bu kararın hükûmet baskısı ile alınmış olması olası.
TikTok’u geliştiren firma olan ByteDance, Japonya harici Asya’nın en büyük kredisi için bankalarla anlaştı. Tam 9,5 milyar dolarlık bu kredi ağırlıklı olarak daha önce aldığı kredilerin yeniden finansmanı için kullanılacak gibi duruyor.
ABD’nin en önemli girişim hızlandırıcı programı kabul edilen Y Combinator kurulduğu günden bu yana ilk defa bir savunma sanayi girişimine yatırım yaptı. Önemli bir detay ama gerisinin geleceği de mutlak.
İkinci sayının da sonuna geldik. Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi yorum olarak yazmaktan lütfen çekinmeyin.
Eğer hoşunuza da gitmişse arkadaşlarınızla da paylaşırsanız memnun oluruz.
Bir sonraki sayıda görüşmek üzere.