Executive Summary - Teknoloji - 3
Milyar dolarlık cezalar, işten çıkarmalar ve yeni teknolojiler. Dijital dünyanın dalgalanmalarını bulacağınız haberlere başlıyoruz!
Teknoloji ile ilgili haberleri profesyonellere yönelik bir araya getirip yorumlarımızı da ekleyerek sizlere ulaştırdığımız Executive Summary - Teknoloji bültenimizin üçüncü sayısından merhaba. Geçtiğimiz iki haftada birçok konu ve haber birikti. Son Apple etkinliği için yazdığımız “Apple Bozdu!” yazısını hala okumadıysanız, okumanızı öneririm. Bu etkinliğe referans veren konular hem bu sayıda var hem de önümüzdeki sayılarda da olacak.
Madem Apple etkinliğini tekrar hatırlattık bültene Apple ve rakipleri ile başlayalım. Apple’ın yeni cihazları konusunda ciddi kafa karışıklıkları var. Çevremden ve internetten takip edebildiğim kadarı ile ciddi bir hayal kırıklığı (yine) mevcut. Bu hissin sadece bana ait olmadığını bilmek güzel. Yeni iPhone’larda neredeyse yeni hiçbir şey yokken (sürekli eklenen butonlar hariç) Çinli rakibi Huawei katlanır telefon meselesini bir adım öteye taşıyarak üçe katlanabilir bir ürün tanıttı.
Bugüne kadar ikiye katlanabilir cihazlar görmüştük. Ama Huawei Mate Xs üçe katlanıyor ve tam açıldığında 10,2 inçlik bir tablete dönüşüyor. Katlanabilir telefonlar konusunda Apple’ın da çalıştığını biliyoruz. Gelecek sene tanıtımlarda görürsek şaşırmamak lazım.
Bu arada Huawei’nin ABD tarafından global çapta yasaklı firmalar listesinde olduğunu hatırlatmak isterim. 4nm ve daha yeni nesil çiplerin ve onları üreten makinelerin yasaklı firmalara satışı yasak.
Belli ki Avrupa Birliği teknolojinin devlerine takmış. Geçen hafta Apple’a verdikleri 13 milyar euro’luk ceza bunu doğrular nitelikte. Aslında konu ilginç. İrlanda’nın daha çok teknoloji firmasını ülkesine çekebilmek için firmalara verdiği vergi indirimleri konusundaki savunması, AB Adalet Divanı’nı ikna edememiş durumda. AB Komisyonu’nun İrlanda'nın Apple'a hukuka aykırı biçimde yardım sağladığı ve ülkenin bu yardımı geri alması gerektiği yönündeki 2016 tarihli kararının Avrupa Adalet Divanı tarafından onaylandığı belirtildi. Yüksek Mahkeme, AB Genel Mahkemesi’nin daha önce Apple lehine verdiği vergi kararını ise iptal etti. Hukuki mücadele sonucunda Apple'ın İrlanda'ya 13 milyar Euro vergiyi geri ödemesi gerektiği karara bağlandı.
Geçtiğimiz bültende de bahsettiğimiz gibi Google’ın da başında ABD Adalet Bakanlığı’nın kılıcı sallanmaya devam ediyor. Kavganın ikinci raundu da 9 Eylül’de başladı. Konu Google’ın ana gelir kaynağı olan dijital reklam konusunda pazardaki konumunu yasa dışı bir şekilde tekelleştirip tekelleştirmediği. Gözüken o ki Google ve çatı firması Alphabet bu tür davalarla daha çok uğraşacak.
Artık her bültenin demirbaşı olan Intel yine farklı haberlerle karşımıza çıktı. Mobil cihaz işlemcilerinde haklı bir ün sahibi olan fakat artık laptoplar için de çip üretimine başlayan Qualcomm Intel’in çip tasarım kısmı ile ilgileniyor. Geliri sürekli düşen Intel’ in geleceği kendi içinde uygulayacağı radikal değişikliklere bağlı gözüküyor. Intel bu sektörün en eski firmalarından biri. Kurucuları arasında meşhur Moore Yasası'nı çip endüstrisine kazandıran Gordon Moore hemen ilk akla gelen isim. “Yalnızca Paranoidler Hayatta Kalır” isimli ilginç aynı zamanda sektör için önemli bir kitap kabul edilen eseri yazan diğer bir kurucu Andrew Grove Intel’e aslında bu kitapla yol göstermeye çalışmış olabilir. Sonuç olarak Intel ya değişecek ya da tarihin tozlu sayfalarında hoş bir seda olarak yerini alacak.
Yine bültenlerin demirbaşı Waymo’dan da yeni bir haber var. Uber ile de beraber çalışan Waymo gelecek yıl Austin ve Atlanta’dan Uber kullanıcılarına hizmet vermeye başlayacak. Haftalık 100.000 sürüş limitini aşan Waymo daha çok kişiye ulaştıkça daha hızlı öğreniyor, daha güvenli bir sürüşe sahip oluyor. Bu gidişle gelecek sene ABD’de birçok başka şehirden onay alması şaşırtıcı olmayacak. Yeni teknolojilere hızlı adapte olan ülkenin batı yakasından başlayarak yavaş yavaş doğu yakasına doğru hizmet verdiği alanları büyütüyor. Google çatı şirketi Alphabet’in bir iştiraki olan Waymo bu konudaki en başarılı girişim olarak göze çarpıyor.
Hazır ABD’ye gitmişken önemli diğer şirketler ile ilgili haberlerden devam edelim. Amazon’un tüm ofis çalışanlarını haftanın 5 günü de ofiste çalışmaya davet etmesi remote ve hibrit çalışma konularında tartışmaların tekrar alevlenmesine sebep oldu. Acaba gerçekten ofiste çalışmanın verimliliği artırması mı Amazon’u bu kararı almaya itti? Yoksa sessiz işten çıkartma operasyonunun bir parçası mı? Cevap ne olursa olsun iş gücü piyasasındaki sıkıntılı süreç hız kesmeden devam ediyor.
Bir diğer dev teknoloji firması Cisco‘da bu yılın ikinci toplu işten çıkartma (layoff) kararını duyurdu. Toplam çalışanlarının yaklaşık %7’sine tekabül eden 5.600 kişi ile yollarını ayıracak olan Cisco’nun sene başındaki layoff’u ile birlikte işini kaybedecek toplam çalışan sayısı 10.600’ü bulacak.
ABD ve Avrupa Birliğinden gelen haberlerden sonra ışıkları biraz kendi bölgemize çevirelim. Ülkemiz ve Ortadoğu da teknolojik anlamda çok farklı gelişmelere sahne oldu. Bizim gelişmeler diğerlerinden oldukça farklı.
Ülkemizin decacorn (10 milyar dolar değerlemenin üstüne çıkmış girişim) ünvanını ikinci olarak alan Getir’de işler uzun süredir istenilen gibi gitmiyordu. Yurt dışı operasyonlarını tek tek kapatmak zorunda kalan Getir ile ilgili en son gelişme yönetimin el değiştirmesi oldu. En büyük yatırımcısı olan BAE merkezli firma tekrar yatırım yapmak için yönetimin Mubadala’ya geçmeşini şart koşmuştu. Bunu kabul etmek zorunda kalan Getir ve iştiraklerinde yönetimsel değişiklikler oldu. Grup şirketlerinden N11’i, Getir’in kurucularından Serkan Borançılı devraldı. Böyle e-ticaret operasyonundan çıkan Getir’in sonraki adımının mobilite konusundaki iştiraki Bitaksi’yi de diğer kurucu ortak olan Nazım Salur’a devretmesi olası. Anlaşılan Getir sadece hızlı market ve yemek teslimatı işine odaklanacak.
Son yatırım sonrası kurucu ortakların azınlıkta hissedarı olması ve yönetiminin de BAE merkezli Mubadala’ya geçmesi Getir’i farklı yerlere götürebilir. Pandemi ile birlikte çok hızlı büyüyüp decacorn olan ve istisnasız herkesin konuştuğu Getir, koşulların değişmesi ile küçülmek zorunda kaldı. Ama dünya çapındaki ekonomik daralmanın sona ermesi ve parasal genişlemenin tekrar başlaması ile birlikte Getir’in yine aynı seviyeleri görmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Ticaretin içinde büyümek de küçülmek de hatta batmak da var. Ama biz ülkede uçlarda yaşamayı çok sevdiğimiz için büyümesini çok şiddetli övdük, şimdi de sanki batmış gibi davranıyoruz. Şirket içindeki kararların doğruluğunu değerlendirmemiz mümkün değil. Halka açık şirketler olmadığı için verilere de hâkim değiliz. Ama artık yaşadığımız zamanda mutlak doğrular yok, durumsal doğrular var. Getir’in iş modeli hala çok kıymetli bir iş modeli. Bu odaklanma ile eski güzel günlere tekrar döneceğini düşünüyorum.
Ülke gündeminden çıkmadan devam edelim. Son birkaç haftadır kişisel verilerimizin sızdırıldığı haberi yeniden konuşulmaya başladı. Bu haberler sonrası Ulaştırma Bakanı açıklama yapmak zorunda kaldı. Bakan, böyle bir sızıntının olabileceğini doğruladı ve önceki zamanları işaret etti. Bu açıklamayı İletişim Başkanlığı yalanladı. Sonrasında yeni bir iddia ortaya atıldı. 29 Temmuz ve 3 Eylül tarihlerinde toplam 108 milyon kişinin TC Kimlik, adres ve GSM bilgilerinin depolandığı Google Drive bağlantılarındaki dosyaların kaldırılması için Google ile iletişime geçildiği iddia edildi. Hatta bu yazışmaların ekran görüntüleri de paylaşıldı. Kişisel bilgilerimiz söz konusu olduğu için konuya hassasiyetle yaklaşıyoruz. Umarım bu sızıntı gerçek değildir. Eğer gerçekse umudum bundan sonra yeni sızıntıların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması.
Bir teknoloji bülteni yazıp İsrail’in tüm TV’lerde tartışılan, Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını ve telsizleri uzaktan patlatması konusunu yazmasak olmaz. Bu yapılan operasyonun İsrail gizli servisi Mossad’ın işi olduğu düşünülüyor. Tüm detayları bilmemiz olası değil, sadece teknik anlamda bazı çıkarımlar yapabiliyoruz. Bildiklerimizi bir araya getirecek olursak bu cihazlar kullanıcılara yeni iletilen cihazlar, yani son birkaç ay içinde satın alınmış. Tek bir marka ve model değil. Bazıları lityum ion pillere sahipken bazıları bildiğimiz kalem pillerle çalışıyor. Elektronik ve pil konusundaki bildiklerimiz bu tür pillerin tek başlarına bu derece patlamaya sebep olamayacağı yönünde.
Dolayısıyla gözüken üretim veya sevkiyat aşamasında bu cihazlara (ki sayısı 5.000’in üstünde) müdahale edilip az ama etkili düzeyde patlayıcıların yerleştirildiği. Bundan sonrası uzaktan pilleri gereğinden fazla ısıtacak bir mesaj gönderip patlayıcıların harekete geçmesini sağlamak gibi duruyor. Bu kısım bir siber saldırı ama bundan öncesi ise tedarik zinciri saldırısı. Elimizdeki cihazların bile sorgulandığı günümüzde kimsenin güvende olmadığını ve hatta herkesin takip edilip dinlenebildiğini kabul ederek hareket etmenin en doğrusu olduğunu düşünüyorum. Bunu paranoya seviyesine çıkartmadan bilinçli hareket etmeliyiz.
Kısa kısa takip listesi:
AR (artırılmış gerçeklik) konusunda balon söndükten sonra asıl geliştirmelere odaklanabiliriz. Facebook’un kendi AR gözlüğünü piyasaya sürüp arkasından çatı şirket ismini bile Meta olarak değiştirmesine sebep olan Metaverse dalgası sona erdi. Bu dalga sonrasında ayakları yere sağlam basan ürünler görmeye başladık. Apple Vision Pro gibi, Rayban akıllı gözlükler gibi. Snap (Snapchat’in çatı şirketi) de kendi AR gözlüğünün yeni sürümünü duyurdu.
Yapay zekâ hızlandırıcı çipleri üreten Groq firması dünyanın en büyük petrol firması olan ARAMCO ile firmanın merkezi olan Suudi Arabistan’da yeni bir veri merkezi için iş birliği yapacağını duyurdu. Riyad’a inşa edilecek merkezin inşaatını ARAMCO finanse edecek. Suudi Arabistan, Vision 2030 projesi kapsamında ekonomisini modernize etmek üzerine adımlar atıyor. Petrole dayalı olan ekonomisini çeşitlendirmek isteyen ülke, daha önce de AWS'den yeni bir veri merkezi yatırımı almıştı.
Sony Playstation 5 oyun konsolunun daha güçlü sürümü olan PS 5 Pro’yu tanıttı. Normal modellere göre 100 Pound daha pahalı olacak bu cihazın en güçlü oyun konsolu olduğu söyleniyor. Sony tarihindeki en pahalı konsol olan PS5 Pro ülkemizde de yakında satılmaya başlanacak.
CrowdStrike faciasını hepimiz hatırlıyoruz. Bilgisayarların daha güvenli olması için yüklenen bu yazılım birçok bilgisayarın etkilendiği, yakın tarihin en büyük yazılım hatası ile milyarlarca dolar zarara yol açmıştı. Bu büyük olay Microsoft’un da konu ile ilgili daha katı tedbirler almasını sağladı. Olayın sebebi olan diğer yazılım firmalarının işletim sisteminin çekirdek koduna erişiminde daha seçici olacağını deklare eden Microsoft bir daha böyle bir sorun yaşamak istemiyor.
Meta açık kaynak olarak insanlığın hizmetine sunduğu kendi büyük dil modeli olan LLama’yı eğitmek için herkese açık olan Facebook ve Instagram gönderilerini kullanmayı tekrar değerlendiriyor. Şu ana kadar bunların kullanılıp kullanılmadığı veya ne kadar kullanılmış olabileceği maalesef bir ticari sır. Bakalım kullanıcılar buna nasıl tepki verecekler. Acaba yakında yine Facebook sayfalarında aile büyüklerimizin aşağıdaki paylaşımlarını tekrar görür müyüz :)
Bu sayının da sonuna geldik.
Geri bildirimlerinizi ve önerilerinizi yorum olarak yazmaktan lütfen çekinmeyin.
Eğer hoşunuza da gitmişse arkadaşlarınızla da paylaşırsanız memnun oluruz.
Bir sonraki sayıda görüşmek üzere.